Kalkınma (ve Diğer Alanlarda) Öngörünün Değeri

18 May 2020

Son birkaç ayda kendilerini dünyanın geri kalanından koruyacak kadar şanslı olanlar hariç dünyadaki herkes COVID-19 salgını hakkında konuşuyor. Daha önce çoğumuz tarafından bilinmeyen bu virüs, şimdiye kadar çeyrek milyondan fazla can aldı[1] ve ne yazık ki bu sayı yakın gelecekte daha da artmaya devam edecek. Bir tedavi yöntemi veya aşının henüz olmadığı şu dönemde en zorlu mücadele, sağlık sisteminin zayıf ve ekonominin kırılgan olduğu gelişmekte olan ülkelerde virüsün yayılmasını durdurmak. Bu tür bölgelerde virüsün yol açacağı hasarın boyutunu tahmin bile edemiyoruz.

Hayatın hemen hemen her alanında küresel olarak uzun bir duraklamaya girdik. Birkaç ay gibi çok kısa sürede gelişen olaylara dönüp bir bakmak ve gelecekte benzer krizlerle başa çıkmak için daha iyi sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğine odaklanmak için daha iyi bir fırsat olamaz. Bugün bulunduğumuz duruma nasıl geldiğimizin, virüsün nereden ve nasıl yayıldığından ziyade – ki bu konuda birçok komplo teorisi ve yanlış bilgiler dolanıyor – en başta neden hazırlıklı olmadığımızla bağlantılı olduğu gayet açık. Baktığımız küresel tablo kısa vadeliliğin ve öngörü eksikliğinin bir ürünü. Kısa vadeli olma durumu siyasal seçim döngülerinin bir belirtisi; siyasetçiler toplumun uzun vadeli ihtiyaçlarından ziyade kendi görevleri süresince sorumlu tutulacakları konulara öncelik verirler. Öngörü ise biraz daha karmaşık bir konsept çünkü sadece aksiyona geçme arzusunu değil, aynı zamanda dünyanın birçok yerinde bulunması zor olan belirli becerileri de gerektiriyor. Dahası, öngörünün yeterince anlaşılamaması, organizasyonlara ve topluma potansiyel faydası ve kapsamı konusunda karışıklığa yol açar.

Kaynak: Joshua Sortino (Unsplash)

Yakın zamanda yapılan Küresel Sağduyu Zirvesi (Global Foresight Summit), öngörü ve fütüristik diğer metodolojileri demokratikleştirmenin anlamı açısından yeni bir soluk oldu. Ayrıca bu zirve, mümkün gelecekleri hayal etmeye ilişkin çeşitli uzmanlıkları da açığa çıkarmak açısından faydalı oldu. UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı Keşif Yöneticisi olarak son birkaç haftayı her gün ortaya çıkan değişim sinyallerini tanımlama ve yorumlama konusunda yeni beceriler geliştirmeye harcadım. İronik bir şekilde, bunu yapmak için bundan daha iyi bir zaman olamazdı!

Hızlandırma Laboratuvarlarının keşif fonksiyonunun büyük bir bölümünü oluşturan öngörü çalışmaları, UNDP'nin ulusal ve bölgesel düzeylerde strateji gelişimini desteklemeyi hedefliyor. Öngörü çalışmalarının sunduğu katma değerin birçok formu var, ancak çoğunlukla yakın gelecekte veya daha uzun vadede ortaya çıkabilecek riskler ve fırsatlar hakkında bilgi sağlayarak sınırlı organizasyon kaynaklarından (zaman ve fonlar gibi) tasarruf sağlıyor. Geleceğe yönelik olan bu tür çalışmaların amacının mutlak ve kesin tahminler üretmek olmadığını belirtmekte de fayda var. Burada asıl amaç, sağlam yöntemlere ve titiz analizlere dayanarak bazı gelişmeleri, özellikle kalkınma gibi komplike alanında çalışanlar olmak üzere tüm organizasyonların hazırlıklı olması gereken bir dizi senaryoda öngörmektir.

Sırada ne var?

Önümüzdeki aylarda küresel bir çaba sayesinde UNDP Hızlandırma Laboratuvarları’ndan çok sayıda öngörü çalışması çıkması bekleniyor. Çeşitli yöntemler ve araçlar kullanıp yeni sinyaller belirlemek için birçok veri kaynağı da kullanacağız. Neyse ki laboratuvarlar bunu yalnız başlarına yapmayacaklar; kendi aramızda yaptığımız işin ve kolektif bilincin kalitesini güçlendirecek sağlam bir yapı oluşturduk. Yürüteceğimiz öngörü çalışmalarının çıktıları Hızlandırma Laboratuvarları’nı barındıran UNDP Ülke Ofislerinin çalışmalarını kuvvetlendirmek içindir, ancak partnerlerimiz ve diğer paydaşlarımız için de stratejik değer sağlamalarını umuyoruz.

Winston Churchill'in ünlü sözündeki gibi, “Asla bir krizin boşa gitmesine izin verme”. COVID-19 salgını, bir trajedi olduğu kadar bizler için bir uyanma çağrısı da olmalıdır. Hazırlıklı olmanın öneminin kavranması, bizlere daha sürdürülebilir bir dünya arayışı için gelecek odaklı stratejiler geliştirmeye ihtiyaç duyulan itici gücü sağlamalıdır. Şimdi değilse, ne zaman?

[1] COVID-19 kaynaklı ölüm sayısının 15/05/2020 itibariyle 310 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Gökçe Tuna UNDP Hızlandırma Laboratuvarı’nın Keşif Yöneticisi ve UNDP öngörü çalışma grubunun RBEC temsilcisidir. Twitter: @G_innovates

 

İngilizce’den Türkçe’ye çeviri: Pelin Koçer & Pınar Engin