#İklimİçinSay

Her sayının anlatacak bir hikâyesi var

4 Kasım 2025
Border of colorful small national flags surrounding a central Turkish title.

Bu hikâyenin orijinal versiyonunu İngilizce, Fransızca ve İspanyolca olarak keşfedin.

İklim değişikliği hayatımızın her alanını etkiliyor.

Harekete geçmenin aciliyetini ve çözümlerin gücünü anlatan, iklim kriziyle ilgili 30 gerçeği keşfedin.

Brown square with a white number 1 in the top-left and a glowing globe icon in the center.

1

Bilinen evrende yaşamı destekleyebilen tek gezegen var: Dünya. 

Dünya olağanüstü bir gezegen. Geniş su kaynakları, bizi güneşin zararlı etkilerinden koruyan manyetik alan ve ılıman sıcaklıkları destekleyen yalıtıcı atmosferi sayesinde evimiz dediğimiz bu gezegende hayat mümkün. 

İnsan faaliyetleriyle salınan sera gazlarının gezegenimizi sürüklediği iklim değişikliği, Dünya’nın eşi görülmemiş bir hızla ısınmasına yol açıyor. Bu durum yaşamı ayakta tutan hassas dengeleri bozuyor, canlı topluluklarına büyük zararlar veriyor ve insan topluluklarını tehdit ediyor. 

Biliyor muydunuz? Zengin ülkeler, Dünya’nın kaynaklarını her yıl 3 ilâ 9 gezegen gerektirecek bir hızda tüketiyor. İklim değişikliğini durdurmak ve geleceğimizi güvenceye almak için davranışlarımızı değiştirmeliyiz. 

2 (ve 1.5)

Paris Anlaşması kapsamında ülkeler, küresel sıcaklık artışını 2°C’nin altında tutmayı ve 1,5°C ile sınırlandırmak için çaba göstermeyi taahhüt etti. 

2015’te ülkeler, iklim müzakerelerinde bir dönüm noktasına imza atarak Paris Anlaşması’nı kabul etti. Bu tarihsel ve hukuki olarak bağlayıcı anlaşma, küresel ölçekte iklim eyleminin temelini attı. Ülkeleri sera gazı azaltım ve uyum hedefleri belirlemeye yönlendirdi. 

Paris Anlaşması, küresel ısınmayla başa çıkmak için açık bir sıcaklık sınırı koyan ilk uluslararası anlaşma. Ülkeler, sıcaklık artışını 2°C’nin altında tutmak ve 1,5°C ile sınırlandırmak için birlikte çalışmayı taahhüt etti. 

Bilim insanları, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi devrimi öncesi seviyelerle, yani 1,5°C ile sınırlamanın, iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemek ve kritik eşikleri aşmamak için hayati önemi olduğunu vurguluyor. 

Biliyor muydunuz? Küresel ısınmadaki her küçük artış, aşırı hava olaylarını ve bağlı riskleri büyütür. Örneğin, 1,5°C’lik bir ısınmada dünya nüfusunun %14’ü her beş yılda bir kere en az bir şiddetli sıcak hava dalgasıyla karşılaşabilir. Isınma 2°C’ye çıktığında bu oran %37’ye yükselir; aradaki fark ise yaklaşık 1,7 milyar birey. 

Step 3 icon showing a globe on teal background.

3

İklim değişikliği herkesi etkiler; ancak 3 milyardan fazla insan yüksek derecede kırılgan bölgelerde yaşıyor. 

İklim değişikliği, insan toplulukları için temel bir tehdit oluşturuyor; aşırı hava olaylarının sıklığını ve şiddetini artırıyor, gıda üretimini etkiliyor, halk sağlığını tehdit ediyor ve telafisi olmayan kayıplara yol açıyor. 

Dünya genelinde hemen herkes etkileri hissediyor olsa da, coğrafi konum, ekonomik güç ve uyum kapasitesi nedeniyle bazı ülkeler daha fazla etkileniyor. Bugün Afrika’nın büyük kısmı, Güney Asya, Orta ve Güney Amerika, küçük ada devletleri ve Arktika dahil olmak üzere 3,3–3,6 milyar insan yüksek kırılganlık alanlarında yaşıyor. 

Biliyor muydunuz? İklim krizi derin bir adaletsizliktir ve düşük gelirli ülkeleri orantısız biçimde etkiler. Bu ülkeler, 30 yıl öncesine kıyasla iklimle bağlantılı tehlikelerden sekiz kat daha fazla etkileniyor ve yaşadıkları ekonomik yıkım üç katına çıkıyor. 

4

Afrika, küresel emisyonların %4’ünden daha azından sorumlu; ancak iklim değişikliğinin etkileri kıta üzerinde giderek daha ağır hissediliyor. 

İklim değişikliği adalet meselesidir. İklim etkilerinden en çok zarar gören insanlar, topluluklar ve ülkeler, bu krize en az katkıda bulunanlar. 

Afrika ülkeleri sera gazı emisyonlarının %4’ünden daha azına sebep oluyor; buna karşın iklim etkileri kalkınmanın her alanını etkiliyor, açlığı, güvensizliği ve iklim kaynaklı göçleri derinleştiriyor. 

Tarihsel olarak yüksek emisyonlarla zenginleşen ülkeler ve sektörler hızlı biçimde karbonsuzlaşmak ve iklim etkilerinden en çok etkilenenlere destek olmakla yükümlüdür. 

Biliyor muydunuz? Aynı ülke içinde bile iklim etkileri; ırk, etnisite, cinsiyet, yaş ve sosyoekonomik durum kaynaklı yapısal eşitsizlikler nedeniyle eşit hissedilmez. 

Stacked receipt illustrations on a red background with a large white 5.

5

Ülkeler her 5 yılda bir ulusal iklim planlarını sunar ve zaman içinde bu planlardaki iddialarını artırır. 

Paris Anlaşması, giderek güçlenen beş yıllık bir iklim eylemi döngüsü üzerine kurulu. Ulusal Katkı Beyanları (UKB’ler) ise bu iddianın yükseltilmesindeki temel araçlar. Bu beyanlar, ülkelerin sera gazı emisyonlarını nasıl azaltacağı ve iklim etkilerine nasıl uyum sağlayacağına dair planları içerir. 

UKB’ler; enerji, ulaşım, altyapı, tarım, su, sağlık, turizm gibi öncelikli sektörlerde hedefleri, takvimleri ve eylemleri belirlemeye yardımcı olur. UKB’lerin her beş yılda bir güncellenmesi, ülke ekonomilerini 2050 yılına kadar “net sıfır” kavramına uygun bir rotaya sokabilir. 

Biliyor muydunuz? İlk nesil UKB’ler 3,7°C bir küresel ısınma sınırı politikası oluşturdu. İkinci nesil bu patikayı 2,7°C’ye indirdi. Üçüncü neslin 2025 sonuna kadar gelmesi bekleniyor ve ülkelerden 1,5°C sınırına yönelik uyum talebi artıyor. 

Graphic of a balance scale with coins on the right pan, empty left pan, orange background, large 6 in the corner.

6

İklim değişikliğinin yol açtığı hasarların maliyeti, Paris hedeflerini karşılamanın maliyetinden 6 kat yüksek. 

Mevcut küresel ısınma düzeylerinde gerçekleşen iklim etkileri, 2050’ye kadar küresel ekonomiyi %19 küçültebilir. 

Tarımsal veri, işgücü verimliliği ve altyapıdaki kayıpların toplamı yaklaşık 38 trilyon ABD dolarına ulaşabilir. Bu maliyet, küresel ısınmayı 2°C ile sınırlamak için gereken miktarın altı katıdır

Biliyor muydunuz? İklim etkilerinin gerçek maliyeti on yıllar boyunca eksik hesaplanmış. Yeni araştırmalar, ekonomik hasarın önceki tahminlerden çok daha yüksek olabileceğini gösteriyor. 

7

Acil iklim eylemi olmazsa, bugünün çocukları yaşamları boyunca büyüklerinden 7 kat daha fazla aşırı hava olayına maruz kalacak. 

Geçmiş kuşakların kararları nedeniyle çocukların ve gençlerin güvenli barınma, sağlıklı çevre, sağlık, gıda ve eğitim hakkı iklim krizi tarafından tehdit ediliyor. 

Bu çocuklar, hayatları boyunca sıcak hava dalgaları, seller, orman yangınları ve ürün kayıpları gibi etkilerin yükünü taşıyacaklar. Bu durum, gençlerin öncülük ettiği taban hareketlerini, iklim davalarını ve iklimin güvenliğe etkilerine yanıt arayışlarını tetikliyor. 

Biliyor muydunuz? Düşük gelirli ülkelerde veya dezavantajlı topluluklarda yaşayan çocuklar daha kırılgandır. Örneğin Afganistan’da çocuklar, büyüklerine kıyasla 18 kat daha fazla sıcak hava dalgasıyla; Mali’de ise 10 kat daha fazla ürün kaybıyla karşılaşabilir. 

Graphic of a hand holding a megaphone on teal background with the number 8.

8

Her 10 kişiden 8’i, hükümetlerinin iklim değişikliğiyle daha fazla mücadele etmesini istiyor. 

İklim değişikliği üzerine bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük bağımsız kamuoyu anketi, dünya genelinde insanların %80’inin hükümetlerinden iklim kriziyle mücadelede daha güçlü adımlar beklediğini gösteriyor. 

Katılımcıların %86’sı, ülkelerinin ticaret ve güvenlik gibi jeopolitik anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak iklim değişikliğine karşı birlikte hareket etmesi gerektiği konusunda hemfikir. 

Biliyor muydunuz? Dünya genelinde insanların %72’si, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına hızlı geçişi destekliyor. Dünyanın en büyük fosil yakıt üreticisi olan ülkelerde bile halkın çoğunluğu kömür, petrol ve doğalgazdan hızlı çıkışı destekliyor. 

Teal background with a white curved arrow rising over four bar charts with sprouts.

9

Yeşil ekonomi, dünya sermaye piyasalarının neredeyse %9’unu oluşturuyor. 

Yeşil ekonomi hızla büyüyor. Ülkeler ve topluluklar iklim ve çevre sorunlarına çözüm ararken; yenilenebilir enerji üretimi, enerji verimliliği yüksek ve iklim olaylarına karşı dayanıklı altyapı, atık yönetimi, kirlilik kontrolü ve akıllı tarım gibi sektörler genişliyor. 

Artan talep sayesinde dünya çapında yeşil ekonominin değeri 7,9 trilyon ABD dolarına ulaştı ve bu tutar, günümüzde işlem gören hisselerin yaklaşık %9’una denk geliyor

Biliyor muydunuz? Son on yılda yeşil hisselerin piyasa değeri, yıllık bileşik %15 büyüdü; bu oran, teknoloji sektöründen sonra ikinci en hızlı büyüme. 

Orange card featuring a white tree, ruins, and a bold black 10 in the top-left.

10

Bugün iklim uyumu ve dayanıklılığa yatırılan her 1 ABD doları, 10 yıl içinde 10 ABD dolarından fazla fayda sağlayabilir. 

Uyum ise, mevcut veya beklenen iklim etkilerine karşı kırılganlıkları azaltmak ve toplulukların ve ekosistemlerin dayanıklılığını artırmak için şart. 

Uyum önlemlerine yatırılan her 1 ABD doları; kayıpların önlenmesi, ekonomik kalkınmanın hızlanması ve sosyal-çevresel getiriler yoluyla 10 yıl içinde 10 ABD dolarından fazla fayda yaratabilir. 

Biliyor muydunuz? Sağlık sektöründeki uyum yatırımları ve erken uyarı sistemleri, yaşamları, altyapıyı ve ekonomik verimliliği koruyarak en yüksek geri dönüşleri sağlar. 

Red background with white '11' and an outline of a factory with windows; a black tree silhouette.

11

Sanayi sektörü, finansal olarak sürdürülebilir enerji verimliliği önlemleriyle 2030’a kadar küresel enerji kaynaklı emisyonları %11 azaltabilir. 

Sanayi sektörü büyük miktarda enerji tüketiyor ve bu enerjinin çoğu fosil yakıtlardan elde ediliyor. Sonuç olarak sanayideki enerji tüketimi, enerji kaynaklı küresel emisyonların yaklaşık dörtte birini oluşturuyor

Birçok sanayi süreci yüksek sıcaklık gerektiriyor; mevcut yenilenebilir teknolojiler bu talebi karşılamada sınırlı kaldığı için karbonsuzlaşma güçleşiyor. Buna karşın enerji verimliliği artışı, ciddi maliyet tasarrufu sağlayabilir ve 2030’a kadar küresel enerji kaynaklı emisyonları %11 azaltabilir

Biliyor muydunuz? 2030 yılına kadar binalarda, sanayi ve ulaştırmada enerji verimliliğini iki katına çıkarmak, enerji üretimi kaynaklı sera gazı emisyonlarını yaklaşık üçte bir oranında azaltabilir; bu da 2050 net sıfır yolunda çok kritik bir adımdır. 

12

İklim değişikliği etkileri nedeniyle, dünya genelinde milyonlarca kız çocuğu 12 yıllık eğitimi tamamlayamıyor. 

İklim etkileri, toplulukları vurduğunda kadın-erkek eşitsizliklerini farklı şekillerde büyütür ve yeniden üretir

İklim şokları yaşandığında ve haneler kaynak sıkıntısı veya artan ücretsiz bakım yüküyle karşılaştığında, eğitimden ilk çekilenler çoğunlukla kız çocukları olur. 

Değişen bir iklimde tüm çocukların —özellikle kızların— 12 yıllık nitelikli eğitime erişebilmesi, sürdürülebilir kalkınma için hayati önem taşır. 

Biliyor muydunuz? 2050’ye kadar iklim değişikliği, erkek ve erkek çocuklarına kıyasla 16 milyon daha fazla olmak üzere, 158 milyon kadın ve kız çocuğunu yoksulluğa itebilir. 

Brown square illustration of a white bottle between spiky plants, with 13 in the top-left.

13

Her yıl yaklaşık 13 milyon ton plastik toprağa karışıyor. 

Plastik her yerde: içtiğimiz suda, yediğimiz gıdada ve soluduğumuz havada. Sağlığımızı tehdit ediyor, doğayı kirletiyor ve yaban hayatına zarar veriyor. 

Plastik, yaşam döngüsünün her aşamasında (ham madde olarak kullanılan fosil yakıtların çıkarılmasından, atıkların yakılmasına veya parçalanmasına kadar) sera gazı salarak iklim krizini derinleştiriyor. 

Dünya her yıl yaklaşık 430 milyon ton yeni plastik üretiyor; çoğu yalnızca bir kez kullanılıp atığa dönüşüyor. 

Her yıl 13 milyon ton plastik toprağa karışıyor; toprak sağlığını bozuyor, bitki büyümesini ve besin alımını zayıflatıyor. Zamanla bu plastikler mikroplastiğe dönüşüyor, suya ve gıdaya karışıyor. 

Biliyor muydunuz? Mikroplastikler; kanser, kalp krizi, üreme sorunları ve birçok sağlık riskiyle ilişkilendiriliyor. Yetişkin bir insanın, haftada bir kredi kartı ağırlığında (5 gram) mikroplastik yutuyor olabileceği tahmin ediliyor. 

Bus and bicycle illustration on teal background with the number 14.

14

Küresel emisyonların yaklaşık %14’ünden sorumlu ulaşım sektörü, iklim eylemi için büyük bir fırsat sunuyor. 

Sürdürülebilir ulaşım, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik öneme sahip. Ulaşım sektörü küresel sera gazı salımlarının yaklaşık %14’üne sebep oluyor. Sürdürülebilirlik için; yaya ve bisiklet ağları, düşük emisyonlu toplu taşıma, yenilenebilir ve temiz kaynaklardan beslenen elektrikli karayolu taşımacılığı ile daha temiz denizcilik ve havacılığa yatırım yapılması şart. 

İyi tasarlandığında, sürdürülebilir ulaşım sistemleri yalnızca emisyonları azaltmakla kalmaz; aynı anda sağlığı, ekonomik fırsatları ve çevreyi destekler. 

Biliyor muydunuz? 2024’te dünya çapında satılan tüm otomobillerin %20’sinden fazlası elektrikliydi; bu oranın 2025’te %25’e çıkması bekleniyor. 

Teal background poster showing wind turbines and solar panels with a large 15 in the corner.

15

Güneş ve rüzgâr, küresel elektrik ihtiyacının %15’ini sağlıyor. Bu payın 2030’a kadar iki katından fazla artması bekleniyor. 

Fosil yakıtlara dayalı bir sistemden yenilenebilir enerji temelli bir sisteme geçiş, iklim krizinin çözümü için kritik önem taşıyor. 

2024’te küresel olarak elektriğin neredeyse üçte biri yenilenebilir kaynaklardan üretildi. Güneş ve rüzgâr %15 pay alırken; hidroelektrik ve diğer yenilenebilir kaynaklar %17’lik bir katkı sağladı. 

Güneş ve rüzgâr, fosil alternatiflerine kıyasla sırasıyla %41 ve %53 daha ucuz hâle geldi. Ayrıca bu kaynaklar, tarihin en hızlı büyüyen enerji üretim kaynakları oldu. Bu enerji alternatiflerinin üretimdeki paylarının 2030’a kadar iki katından fazla artması, ve bu durumun daha sürdürülebilir ve dayanıklı topluluklara destek olması bekleniyor. 

Biliyor muydunuz? 2024’te sisteme kazandırılan yeni üretim elektrik kapasitesinin %92’sinden fazlası yenilenebilir enerji kaynakları temelli. Güneş ve rüzgâr enerjisinin yaygınlaşması emisyonları şimdiden azaltıyor; ancak 2030’a kadar küresel yenilenebilir kapasitenin üç katına çıkarılması hedefi için bu hız daha da artmalı. 

Graphic: orange square with white line drawing of a house and tree, 16 in the top-left.

16

2000–2019 arasında, iklim değişikliğiyle şiddetlenen aşırı hava olaylarının neden olduğu hasarın saatlik maliyeti en az 16 milyon ABD dolarıydı. 

Bilim insanları; iklim etkileri arttıkça, aşırı hava olaylarının yol açtığı hasarın ne kadarının iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu belirlemeye çalışıyor. 

2000–2019 dönemindeki 185 aşırı iklim olayının incelendiği bir çalışma, iklimle bağlantılı hasarın yılda 143 milyar ABD doları, saatte ise 16 milyon ABD doları olduğunu buldu. Özellikle düşük gelirli ülkelerde veri eksikleri olduğundan, bu rakamların gerçek maliyeti olduğundan çok daha düşük yansıtması ise muhtemel. 

Biliyor muydunuz? İklim değişikliğinin yol açtığı bazı kayıplar parayla ölçülemez. Bu “kayıp ve zarar”lar; kültürel mirasın kaybı veya iklim kaynaklı zorunlu göç nedeniyle kimlik kaybı gibi maddi olmayan etkileri de kapsar. 

17

Kara suları ve iç suların %17’sinden fazlası artık koruma altında. 

Geçen yüzyılda insan faaliyetleri yalnızca iklim değişikliğine yol açmadı; biyolojik çeşitlilikte tehlikeli bir azalmayı de tetikledi. Sürdürülebilir olmayan üretim ve tüketim kalıplarıyla beslenen iklim ve doğa krizleri, derin bir şekilde iç içe geçmiş durumda. Her ikisine de eşzamanlı yanıt bulunması şart. 

Korunan alanlar, doğayı ve biyolojik çeşitliliği güvence altına almak için hayati önem taşıyor. 2022’de kabul edilen Kunming–Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi, 2030’a kadar karaların ve denizlerin %30’unun korunmasını hedefliyor. Son yıllarda yavaş ama istikrarlı bir ilerleme ile kara suları ve iç suların %17’sinden fazlası koruma altına alındı. 

Biliyor muydunuz? Doğa temelli çözümler, toplulukların iklim etkilerine karşı direncini artırmanın yanı sıra, 2030’a kadar Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için gereken emisyon azaltımının %37’sini sağlayabilir. 

Orange background; wooden square game board with six black spider-like pieces and the number 18.

18

2024’te, her dakikada 18 futbol sahası büyüklüğünde tropikal orman kaybedildi. 

Ormanlar, yeryüzünün kara alanının neredeyse üçte birini (yaklaşık 4 milyar hektarını) kaplıyor ve yaşamın her alanı için hayati önem taşıyor. Sağlıklı ormanlar güçlü karbon yutaklarıdır; karbondioksiti emip depolayarak iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olur. 

Buna rağmen, tarımsal genişleme ve kentleşme gibi beşerî faaliyetler ve iklim değişikliğinin şiddetlendirdiği orman yangınları; ormanları ciddi biçimde tahrip ediyor. 

2024’te bu yıla kadar görülmemiş düzeyde, 6,7 milyon hektar tropikal orman kaybedildi; bu, dakikada 18 futbol sahasına eşdeğer bir kayıp demek. Bu kaybın biyoçeşitlilik, karbon depolama ve geçimi ormana bağlı topluluklar üzerinde etkisi oldukça derin. 

Biliyor muydunuz? Yaklaşık 1 milyar insan (aralarında 70 milyon yerli insan da var) geçimi için ormanlara mecbur. Sağlıklı ormanlar; temiz suya, gıdaya ve ilaca erişim sağlar; yağış rejimlerini düzenler, sel ve erozyonu önler. 

Brown background with a black trash can and a white plush toy on top; 19 in the upper left.

19

Üretilen gıdanın %19’undan fazlası mağazalarda, restoranlarda ve evlerde israf ediliyor. Bu durum küresel emisyonları da artırıyor. 

Tarım, iklim değişikliğinin başlıca etkenlerinden biridir ve küresel sera gazı emisyonlarının üçte birinden sorumludur. Kullandığımız tatlı suyun %70’i tarımsal üretim için kullanılır, ayrıca tarım toprakları yıpratır ve biyolojik çeşitlilik kaybının en büyük nedenidir

Tüm bunlara rağmen, her yıl üretilen gıdanın üçte biri israf ediliyor. Bunun %13’ü hasattan satış noktasına kadar olan tedarik zincirinde kayboluyor. Ek %19 ise mağazalarda, restoranlarda ve evlerde çöpe atılıyor. 

Biliyor muydunuz? Gıda kaybı ve israfı, acilen ele alınması gereken ağır bir çevresel yük. Ayrıca dünyada açlık çeken 783 milyon insan varken kaçırılan büyük bir fırsat. 

Graphic: green background with a black faucet pouring water into a glass; white 20 at top-left.

20

Son yirmi yılda, kişi başına düşen kullanılabilir tatlı su miktarı %20 azaldı. 

Su, iklim ve doğa krizlerinin merkezinde yer alır. Değişen iklimle birlikte yağış rejimleri öngörülemez bir hâle geliyor; buz tabakaları ve buzullar daha hızla eriyor; fırtına, sel ve kuraklık gibi suyla ilişkili aşırı hava olaylarının yaşanma sıklığı artıyor. 

Bütün bunlar, yeryüzündeki toplam suyun yalnızca %0,5’i olan insan kullanımına uygun tatlı suyu etkiliyor. Son yirmi yılda kişi başına düşen tatlı su miktarı %20 azaldı

Bazı bölgeler bu değişikliklerden çok daha ağır etkileniyor. Su kıtlığı, var olan sınırlı kaynaklara erişim için rekabete ve hatta zaman zaman çatışmaya yol açabilecek ölçekte ciddi bir soruna dönüşebiliyor

Biliyor muydunuz? Bugün 2 milyardan fazla insan su stresinin olduğu ülkelerde yaşıyor ve dünya nüfusunun yaklaşık yarısı yılda en az bir ay şiddetli su kıtlığıyla karşı karşıya kalıyor. 

21

Düşük ve orta gelir seviyesindeki ülkelerde iklim etkilerinin sağlık sistemine maliyeti 2050’ye kadar 21 trilyon ABD dolarına ulaşabilir. 

İklim krizi aynı zamanda bir sağlık krizidir. Aşırı sıcaklar ve hava kirliliğinden salgın hastalıklar ve artan gıda ve su güvensizliğine kadar pek çok alanda halk sağlığını etkiler. 

Bu etkiler, ülkelerin içinde ve ülkeler arasında eşitsizlik döngülerini devam ettirir veya şiddetlendirir, sağlık alanında ve sosyal alanda eşitsizlikleri derinleştirir. Düşük ve orta gelirli ülkeler orantısız bir yükün altında kalır. Orta ısınma senaryosunda, 2050’ye kadar iklim değişikliğinin düşük ve orta gelirli ülkelerde sağlık üzerindeki maliyeti 21 trilyon ABD dolarına çıkabilir. 

Biliyor muydunuz? İklim değişikliği, artan ve yeni salgınlar çağını tetikliyor. Örneğin, yükselen sıcaklıklar hastalık taşıyan sivrisineklerin daha önce görülmedikleri bölgelere yayılmasını sağlıyor; 2070’e kadar fazladan 4,7 milyar kişi sıtma ve dang hummasına maruz kalabilir. 

Orange background with black toolbox icon and tools; infinity symbol on the front, 22 above.

22

Döngüsel ekonomi 2030’a kadar Afrika, Latin Amerika ve Avrupa Birliği’nde 22 milyondan fazla yeni istihdam yaratabilir. 

Döngüsel ekonomi yaklaşımları, insanlığın sürdürülemez tüketim ve üretim kalıplarını değiştirmek için kritik öneme sahiptir; atık ve kirliliği en aza indirirken doğal kaynakların sürdürülebilir bir biçimde kullanılmasını teşvik eder. 

Döngüsel ekonomi, tarım ve endüstriden, tekstil ve inşaata kadar tüm sektörlerde uygulanabilir ve süreçte milyonlarca yeni istihdam sağlayabilir. 2030’a kadar Afrika’da 11 milyon, Latin Amerika ve Karayipler’de 8,8 milyon ve Avrupa Birliği’nde 2,5 milyon yeni iş potansiyeli öngörülüyor. 

Biliyor muydunuz? Ham maddelerin %7’sinden daha azı kullanım sonrası ekonomi içinde yeniden dolaşıma kazandırılıyor. Döngüsel ekonomiyle ülkeler emisyonlarını azaltırken doğayı koruyup onarabilir ve ekonomik fırsatları açığa çıkarabilir. 

Red illustration of a partially submerged white house with water and utility poles, 23.

23

Ortalama deniz seviyesi 1880’den bu yana yaklaşık 23 santimetre yükseldi. 

Yükselen sıcaklıklar, buzulların erimesine ve deniz suyunun genleşmesine neden oluyor. Sonuç olarak, 1880’den bu yana ortalama deniz seviyesi yaklaşık 23 santimetre arttı. 

Deniz seviyesindeki bu yükseliş, dünyanın dört bir yanındaki kıyı kentleri ve toplulukları için büyük bir tehdit. Kıyı taşkınları, erozyon ve tuzlu su baskınları altyapıyı tahrip eder, tatlı suyu kirletir ve ekosistemlere zarar verir. Bu etkiler tarım, balıkçılık ve turizm gibi sektörlerde de ciddi ekonomik kayıplara yol açar; geçim kaynaklarını tehdit eder ve iklim kaynaklı göçleri tetikler. 

Küçük ada devletleri bu konuda özellikle kırılgan. Mevcut ısınma düzeylerinde dahi Pasifik Okyanusu’nda yer alan ada ülkelerinin önümüzdeki 30 yılda, deniz seviyesinde en az 15 santimetrelik ek bir yükseliş yaşaması bekleniyor. Kıyı alanlarının adaptasyonu bu zararları bir ölçüde sınırlayabilse de, bazı ada devletleri topraklarının su altında kalması nedeniyle varoluşsal bir tehditle karşı karşıya. 

Biliyor muydunuz? Karayipler’de yaklaşık 22 milyon insan deniz seviyesinin 6 metre altında yaşıyor ve Pasifik Okyanusu’nda yer alan ada ülkelerinin çoğunda altyapının yarıdan fazlası kıyıdan yalnızca 500 metre uzaklığa kadarki alanın içinde bulunuyor; bu da deniz seviyesindeki yükselmelere karşı aşırı kırılganlık yaratıyor. 

Graphic of a black satellite with solar panels on an orange background, 24.

24

Aşırı hava olayları ile ilgili olarak 24 saat önceden yapılan uyarılar, can kayıplarını ve hasarı neredeyse üçte bir oranında azaltabilir. 

Erken uyarı sistemleri; hortumlar, seller, kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları gibi yaklaşan tehlikeler hakkında zamanında ve kullanılabilir bilgi sağlar. 

Bu sistemler, iklim etkilerinin tırmandığı bir dönemde, toplulukların daha güvenli ve dayanıklı hâle gelmesi için kritik araçlardır. 

Fırtına veya sıcak hava dalgası gibi bir iklim riski için 24 saat önceden yapılan uyarı, can kayıplarını ve hasarı %30’a kadar azaltabilir. 

Biliyor muydunuz? Düşük ve orta gelirli ülkelerde erken uyarı sistemlerine yapılacak yalnızca 800 milyon ABD doları tutarında bir yatırım, yılda 3 ila 16 milyar ABD doları arasında kaybı önleyebilir. 

Logo: white tree with roots on brown background, 25 in the top-left.

25

Küresel kara alanlarının %25’i yerli topluluklar tarafından yönetiliyor. 

Yerli topluluklar, yeryüzü kara alanlarının yaklaşık %25’ini ve dünyadaki bozulmamış ormanların en az %36’sını yöneterek çevresel koruyuculuk rolünü üstleniyor. Bu ormanlar daha iyi korunur, daha düşük oranda tahrip edilir ve net karbon yutağı olarak işlev görmeye devam ederse iklim değişikliğinin hafifletilmesinde kritik bir rol oynayabilir. 

Yerli topluluklar, karbon yutağı olan ve biyolojik çeşitliliği koruyan bu temel ekosistemleri güvence altına alarak tüm dünyaya çoğu zaman kıymeti bilinmeyen bir çevre hizmeti sunar. Bu hizmetin devam edebilmesi için ise siyasi koruma ve mali destek gereklidir. 

Biliyor muydunuz? Doğa temelli çözümler ve döngüsel ekonomi, binyıllardır yerli toplulukların yaşam biçimlerinin bir parçasıdır ve bu bilgi iklim eylemi için çok önemlidir. 

Teal square badge with the white number 26 and a black cauldron on legs.

26

Dünya genelinde insanların %26’sı temiz pişirme imkânlarına erişemiyor. 

Temiz pişirme kaynakları yalnızca bir enerji meselesi değildir; aynı zamanda sağlık, eşitlik ve insan hakları meselesidir. 

Elektrik erişimi genişlerken, temiz pişirme çözümlerine erişim geride kalıyor. Yaklaşık 2,3 milyar insan (yani dünya nüfusunun %26’sı) hâlâ odun ve kömür gibi ilkel yakıtlarla yemek pişiriyor. Bu yakıtlar ormansızlaşmaya neden olurken, oluşturduğu duman salımı sebebiyle daha çok kadınlar ve çocuklar arasında olmak üzere yılda 3,7 milyon erken ölüme yol açıyor

Ayrıca, bu yakıtları toplamak için her gün harcanan zaman, kadınların eğitim, istihdam ve bağımsızlık fırsatlarını sınırlıyor. 

Biliyor muydunuz? Odun ve kömür sobalarının daha temiz alternatiflerle değiştirilmesi, yalnızca Sahra Altı Afrika’da yılda en az 463.000 ölümü önleyebilir ve 66 milyar ABD doları tutarında sağlık maliyetinin önüne geçebilir. 

Logo featuring a white curling wave forming a C and the number 27 on teal.

27

Pasifik Adaları’ndan 27 öğrencinin başlattığı emsal dava, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele etmek konusunda hukuki bir yükümlülüğü olduğunu ortaya koydu. 

Uluslararası Adalet Divanı, devletlerin iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarına karşı çevreyi koruma yükümlülüğü olduğuna hükmetti. 

Şimdiye kadar açılmış en büyük iklim davası olarak görülen bu dava, Pasifik Adaları’ndan 27 öğrenci tarafından başlatıldı ve Vanuatu Cumhuriyeti tarafından yürütüldü. Karar, iklim adaleti ve gençlerin fark yaratma gücü bakımından bir zafer olarak kabul gördü. 

Biliyor muydunuz? İnsanlar, iklim değişikliğiyle mücadelenin dinamiklerini değiştirmek için giderek daha fazla mahkemelere başvuruyor. Aralık 2022 itibarıyla 65 farklı yargı alanında 2.180 iklim davası açılmıştı. 

Orange square with a black cloud and a hanging price tag showing a dollar sign, 28.

28

Karbon fiyatlandırma, bugün küresel emisyonların yaklaşık %28’ini kapsıyor. 

Karbon fiyatlandırma, sera gazı emisyonlarının toplam maliyetini, maliyetin kaynağına yansıtan bir araçtır. Böylece iklim değişikliğinin yol açtığı zararın yükü esas sorumlularına aktarılmış olur. 

Karbon fiyatlandırma, azaltımın bir değer olarak belirlendiği ve karbon salımlarının, karbon kredisi olarak alınıp satılabildiği karbon piyasalarının ekonomik temelini oluşturur. 

Bugün, karbon fiyatlandırma, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %28’ini doğrudan kapsıyor; bu da ülkelerin finansman mobilize etmesine ve sürdürülebilir kalkınmaya yatırım yapmasına yardımcı oluyor. 

Biliyor muydunuz? Karbon fiyatlandırmasından elde edilen gelirler 2024’te 100 milyar ABD dolarını aştı. Bu kamu gelirlerinin yarıdan fazlası çevre, altyapı ve kalkınma projelerine tahsis edildi. 

Red square icon featuring a white turtle above black coral and the number 29.

29

Küresel emisyonlar yüksek seyretmeye devam ederse, 2100’e kadar canlı türlerinin %29’u yok olma riskiyle karşı karşıya kalacak. 

İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilikte geri döndürülemez değişimlere neden oluyor. Artan sıcaklıklar, değişen yağış miktarları ve uzayan yangın mevsimleri, canlıların yaşam alanlarını ve türler arası etkileşimleri değiştiriyor; yani tüm ekosistemleri istikrarsızlaştırabiliyor. 

Sonuç olarak pek çok türün yok olma riski artıyor; bu sayı, küresel ortalama sıcaklık artışı 1,5°C’nin üzerine çıkarsa hızla yükselecek. 5°C’lik yüksek ısınma senaryosunda, Dünya’daki tüm türlerin %29’undan fazlası yok olma riskiyle karşı karşıya. 

Biliyor muydunuz? İnsan faaliyetleri kaynaklı iklim değişikliği ve yaşam alanı kaybı, Dünya’yı altıncı kitlesel yok oluşa doğru sürüklüyor. Gezegenimiz daha önce beş kitlesel yok oluş yaşadı; sonuncusu ise 65,5 milyon yıl önce dinozorların yok oluşuydu. 

Graphic badge showing two black hands holding a globe on an orange background, with the number 30.

30

Dünya nüfusunun neredeyse yarısı 30 yaşın altında. Onlara bırakacağımız gelecek düşük karbonlu, güvenli ve adil olmalı. 

30 yaş altı gençler ve çocuklar dünya nüfusunun yarısını oluşturuyor. İklim değişikliği, bu gençlerin nerede yaşayacaklarından alacakları eğitime, nasıl geçineceklerinden çocuk sahibi olup olamayacaklarına kadar hayatlarının her alanını etkileyecek. 

Birçok genç, iklim eyleminin küresel ölçekte ve acilen uygulanması gerektiğinin farkında. Bu gençler tabandan başlayan hareketlere öncülük ederken, küresel iklim müzakerelerini yönlendiriyor ve değişim yaratma potansiyeline sahip yenilikçi çözümler geliştiriyor. 

Dünya genelindeki karar alıcılar ise, gençlerin taleplerini dinlemek ve geleceklerini güvence altına almak için harekete geçmekle sorumlu. İklim etkileriyle hırpalanan bir gezegende insanlık yükselemez. Geleceğin başarılı ekonomileri, iklim eylemi planlamalarını bugünden yapanlar olacaktır. 

Otuz yılı aşkın iklim müzakerelerinden sonra, artık düşük karbonlu, güvenli ve adil bir gelecek için tam olarak söz verme zamanı. Çünkü yaşamlarımızın ve çocuklarımızın yaşamlarının her alanında iklimin rolü büyük. #İklimİçinSay 

Editörün notu: Daha fazlasını öğrenmek ister misiniz? UNDP’nin farklı ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelesine nasıl destek verdiğini keşfedin.