Türkiye’de Yerel Yönetim Reformu Sürecinin Kurumsallaşması Projesi (3. Aşama)

Proje ne hakkında?

Projenin genel hedefi 2003-2013 yılları arasında gerçekleştirilen yerel yönetim reformu sürecine uygulama desteğinin devam etmesi, böylece Türkiye’de uluslararası standartlara uygun etkin, saydam, kapsayıcı ve katılımcı bir yerel yönetimin sağlanmasıdır.

Projenin özel hedefi ise demokratik yönetişim ilkeleri doğrultusunda yeni yerel yönetim modelinin etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlama görevinde, İçişleri Bakanlığı ile yerel yönetimlerdeki idari kapasitenin ve işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesidir.

Mevcut durum nedir?

Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye de kamu hizmetlerinin sunumunun yerelleştirilmesi için tutarlı bir yaklaşım geliştirilmesi ve uygulanması konusunda zorluklarla karşılaşmıştır. Kapsamlı bir yerel yönetim reformu gerçekleştiren İçişleri Bakanlığı yönetimin yerelleştirilmesi girişimlerine mevzuat tadilleri aracılığıyla yön vermektedir. Ancak, yönetimin yerelleştirilmesi sürecinin yerel hizmetlerin geliştirilmesi bakımından kolay bir yol olmadığı kanıtlanmıştır. Bu durum atılan kısmi adımların bir sonucudur, ancak aynı zamanda hizmetlerin kalitesini ve erişimi etkileyen karmaşık etmenlere de işaret etmektedir. Bu gerçeğin yanı sıra elde edilen dikkate değer bazı başarılar özellikle arz ve talep taraflarının eşzamanlı olarak ele alınması durumunda ilerleme kaydedilebileceğini belirtmektedir. Ulusal güdümlü programlar arasında yerel yönetimlere,  yönetişim süreçlerinde daha etkili hizmet sunumu beklentisiyle gelişmeleri teşvik eden performansa dayalı hibe verilmesi yer almaktadır. Yerel seviyede hizmet kalitesinde iyileşme sağlamanın daha doğrudan ancak daha merkezi diğer bir yöntemi ise doğrulanan sonuçlara istinaden yapılan geri ödemelerdir.

Yeni büyükşehir sisteminin yanı sıra birleştirmelerin başarılı olduğuna ilişkin nicel kanıtlar bulunmaktadır. Bakanlık ve Türkiye Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen çeşitli etkinliklere katılım sağlayan belediye temsilcileri genel değerlendirme açısından olumlu görüşlerini ifade etmişlerdir. Vatandaş tarafında daha fazla analiz gerekmektedir. Diğer taraftan, son 5 yıl içerisinde kırsal alan yönetimi, ilişkiler ve sorumlulukların belediyelerin katmanları arasında paylaşımı ve kendi gelirlerini tahsil etme ya da oluşturma konusunda motivasyonun azalması gibi bazı önemli sorunlarla karşılaşılmıştır. Kalifiye insan kaynaklarının harekete geçirilmesi yeni modelde daha gerekli hale gelmiştir.

Belediyelerin karşılaştığı zorluklar arasında çözüme ulaştırılmamış konular da mevcuttur. Kamusal mali yönetim çerçevesinde belediyelerden sorumlu hissetmedikleri sonuç ölçümleri geliştirmeleri istenmiştir. Sakinlerin yaşam kalitesinin artırılması ya da sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yerel seviyede ulaşılması merkezi hükümet daireleri ile belediyelerin katmanları arasında koordine edilmiş bir çaba gerektirmektedir. Ancak, yerel yönetişim sistemi sonuç odaklı yönetim için gerekli araçları barındırmamaktadır.

Merkezi ve yerel yönetim arasındaki eşgüdüm, temalar altında düzenlenmiş birçok il kurulu ve sektörel yönetim hatları aracılığıyla geçici olarak operasyonel düzeyde yürütülmektedir

Mekansal (imar) plan eşgüdüm açısından bir diğer potansiyel araçtır. 1:25.000 ölçeğe kadar imar planları şehir alanlarında belediyeler tarafından hazırlanmaktadır. Bunun yanı sıra büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında eşgüdüm sorunları da söz konusudur.

Yerel yönetimler buna ilaveten stratejik yönetim çerçevesinin uygulanması konusunda da zorluklarla karşılaşmaktadır. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na (KMYKK) göre 50.000 nüfusun üzerinde olan belediyeler stratejik yönetim çerçevesi uygulamakla yükümlüdür. Ancak, on yıllık uygulama süreci bu konuda alelade sonuçlar elde edildiğini göstermektedir. Stratejik yönetim çerçevesinin planlama, programlama ve bütçe hazırlama fonksiyonları tutarlı şekilde çalışmamaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı stratejik yönetim dahil olmak üzere yerel yönetimlere ilişkin devlet politikalarının uygulanması sorumluluğunu üstlenmiştir. Bakanlık yerel yönetimlerin genel faaliyetleri üzerine yıllık bir rapor hazırlamaktadır, ancak bu rapor KMYKK tarafından zorunlu tutulan belediyelerin performansına ilişkin yorumları içermemektedir. Stratejik yönetim çerçevesini uygulayan 246 adet belediye bulunmaktadır ve Bakanlık bunların ilerleyişini izlemek için kapasite inşa etmelidir.

Misyonumuz nedir?

Misyonumuz; kapasite güçlendirme faaliyetleri ile yerel yönetim reformu sürecine uygulama desteğinin sürdürülmesi, böylece Türkiye’de etkin, saydam, kapsayıcı ve katılımcı bir yerel yönetimin sağlanmasıdır. Projenin hedef grupları İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği, Hazine ve Maliye Bakanlığı, valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler birliği ve bu kurumlarda görevli seçilmiş temsilciler ve uzmanları içermektedir.

Proje aşağıda belirtilen sonuçlara odaklanmaktadır:

1.     Yerel hizmetlerin etkin şekilde sunumuna ilişkin idari ve operasyonel kapasitelerinin güçlendirilmesi

2.     Yeni Büyükşehir Belediyesi Modelinin hayata geçirilmesi için yerel yönetimlerin idari ve operasyonel kapasitelerinin güçlendirilmesi

3.     Yerel yönetimlerin kurumsal kapasitesinin hizmet sunumu ve demokratik yönetişim ilkelerinin benimsenmesi bakımından güçlendirilmesi

4.     Kurumsal ve bireysel kapasite geliştirme programları yoluyla kamuoyunun kentleşme konusundaki farkındalığının güçlendirilmesi

5.     Yerel hizmetlerin etkinliğinin çevrimiçi yönetim sistemleri yoluyla güçlendirilmesi

Nasıl çalışıyoruz?

Proje, Yerel Yönetim Reformu 1 ve 2. Aşamalarından elde edilen kazanımlar ışığında geliştirilmiştir. Bu şekliyle faaliyetlerin çoğu yerel yönetim reformu sürecinin devam ettirilmesi ve etkinin artırılması açısından Yerel Yönetim Reformu 2. Aşama bünyesinde gerçekleştirilmiş faaliyetler üzerine inşa edilmiştir ve/veya bu faaliyetleri tamamlayıcı niteliktedir. İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirildiği yerel yönetim reformu kapsamında, Yerel Yönetim Reformu projelerinin her iki aşaması da yerel yönetim sistemini bir bütün olarak güçlendirmek ve yerel yönetimlerin kurumsal kapasiteleri ile ilgili personelin kişisel kapasitelerinin geliştirilmesi suretiyle Türkiye’de devam etmekte olan genel bir reform sürecinin en temel sütunlarını ele almaktadır.

Projeler yerel topluluğun beklentilerine ve acil ihtiyaçlarına daha fazla yanıt verebilme yeteneği ile dayanağın ve vatandaş odaklı yerel yönetim açısından insan ve kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi amacıyla uygulanmaya başlanmıştır.

Yerel Yönetim Reformu 2. Aşama tarafından projenin tasarımı esnasında göz önünde bulundurulabilecek bir dizi tavsiye ele alınmıştır. Bu Projenin tasarımı açısından merkezi yönetim (ve diğer paydaşlar) ile politika konularında ve yerel yönetimler (ve diğer paydaşlar) ile kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi konularında eşzamanlı olarak çalışabilen bütünleşik, uzun vadeli reform projelerinin kilit öneme sahip olduğu tanımlanmıştır.

Bunun dışında, bu projenin hayata geçirilmesinde kullanılacak olan Yerel Yönetim Reformu 2. Aşamadan öğrenilen dersler aşağıda belirtilen şekilde özetlenebilir:

-      İhtiyaç analizi ve bilgi toplama amaçlı saha çalışmaları faaliyetlerin etkin ve verimli tasarımını sağlayan vazgeçilmez araçlardır.

-      Proje paydaşlarının ve nihai faydalanıcıların strateji ve eylem planı geliştirme süreçlerine sürekli ve bilinçli şekilde katılımı sahipliği teşvik etmekte ve etkinliği ve sürdürülebilirliği artırmaktadır.

-      Ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde yerel yönetimlerin ihtiyaçlarına hizmet etmeyi amaçlayan tek bir yerel yönetim reformu destek projesi erken etki ihtimalini zayıflatmaktadır.

-      Farklı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen ilgili faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından sınırlı seviyede ulusal ve yerel eğitim stratejileri söz konusudur.

-      Karmaşık yerel hizmetlerin sunumunu büyük ölçüde iyileştirmek, genel olarak hem belirli yasal reformları hem de yerel yetkililerin bu hizmetleri düzenleme, finanse etme ve düzenleme şeklindeki önemli değişiklikleri gerektiren basit olmayan taahhütlerdir.

-      Yerel kamusal hizmet sunumuna ilişkin karmaşık alanlarda reform yapılmasına yönelik çabalarda karşılaşılan zorluklar ve bu çabaların kaçınılmaz şekilde içerdiği riskler gerçekçi bir şekilde değerlendirilmelidir. Bir olasılık, daha fazla sayıda belediye hizmeti türünün daha büyük, bütünleşik ve uzun vadeli kamu yönetimi reformu projelerine dönüştürmek için çaba sarf etmektir.

-      Bu konudaki çabalar hem reform politikası ortamının güçlendirilmesi hem de ulusal reform çabalarının siyasi nedenlerden dolayı hız kaybetmesi durumunda geride bir şey kalmasını sağlamaya odaklanmalıdır ve belediye birlikleri, araştırma kurumları ve üniversiteler benzeri ara kurumlar üzerinden icra edilmelidir.

-      Türkiye gibi büyük bir ülkede, yerel düzeydeki çabalar az sayıdaki nispeten büyük ve siyasi açıdan önemli Büyükşehir Belediyelerinde yoğunlaştırılmalıdır. Yerel düzeydeki pilot müdahaleler, yerel kurumsal değişimi sağlayacak kadar sağlam politika önerileri üretilmesine imkân sağlayacak ölçüde tasarlanmalıdır.

Türkiye nasıl faydalanıyor?

Proje, vatandaş merkezli yerel yönetimin temel ve insani ve kurumsal kapasitelerini, kapsayıcı ve katılımcı bir yönetişim yaklaşımının benimsenmesi için yerel toplulukların beklentilerine ve temel ihtiyaçlarına hızlı yanıt vermek üzere tasarlanmıştır ve uygulanmaktadır.

Bugüne kadar neler yapıldı?

İçişleri Bakanlığı tarafından ilerleme durumunu değerlendirecek, projenin başarılı şekilde gerçekleştirilmesi için makro seviyede girdiler sağlayacak ve kurumlar arası işbirliğinin ve uyumun teşvik edilmesi açısından bir platform görevi üstlenecek bir Proje Yönlendirme Komitesinin (PYK) kurulması sağlanmıştır. PYK başkanlığı görevi İçişleri Bakanlığı tarafından üstlenilecektir ve komite Bakanlık görevlilerinden, proje ortaklarından ve projenin kapsamı ile ilgili Strateji ve Bütçe Dairesi Başkanlığı, ABTD, MFİB ve BMKP benzeri kurumlardan gelecek temsilcilerden oluşacaktır.

UNDP tarafından ayrıntılı bir paydaş analizi gerçekleştirilmiştir. Kilit proje paydaşları dikkate değer bir bağlılık ve ilgi seviyesi sergilemeye devam etmiştir.

Projenin başlangıç aşamasında, yeni yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere bakanlıkların görev ve sorumluluklarında önemli değişiklikler olmuştur. Durum böyle iken, İçişleri Bakanlığı himayesinde yer alan Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü feshedilirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde yeni bir Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü, kurulmuş ve işlevsel hale getirilmiştir. Bu bağlamda, Projenin etkisinin artırılmasının yanı sıra proje sonuçları/çıktıları bakımından kurumsal sahipliğin ve sürdürülebilirliğin korunması açısından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Yerel Yönetim Reformu Projesinin 3. Aşaması için eş-faydalanıcı olmuştur.

Projenin iletişim planı yeniden gözden geçirilerek güncellenmiştir.