Dünyada kadın ve erkeklerin hemen hemen yüzde doksanı kadına karşı önyargılı

30 March 2020

Toplumsal Cinsiyet Sosyal Normları Endeksi, eğitim ve sağlık gibi temel insani gelişme alanlarında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesinde kaydedilen gerçek ilerlemeye rağmen, kadınlar ile erkekler arasında büyük “güç eşitsizlikleri”nin niçin var olmaya devam ettiğine ışık tutuyor. Fotoğraf: UNDP

Yeni analiz, “cam tavan”ın ne olduğuna ve hangi araçlarla kırılabileceğine ışık tutuyor.

Cam tavanın büyüklüğü ve kalınlığı ne kadar? Yeni analize göre, kadınların yaşamının tüm yönlerini -ev dahil- kapsıyor; ve camdan yapılmış değil, dünyada hem kadınlar hem de erkeklerin yaygın biçimde sahip olduğu, kadınlara karşı yanlılık ve önyargılardan oluşuyor.

Bu bulgular, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) yayımladığı yeni Toplumsal Cinsiyet Sosyal Normları Endeksi’nin temelini oluşturan verilerdir. Bu endeks, siyaset, çalışma ve eğitim gibi alanlarda toplumsal inançların toplumsal cinsiyet eşitliğini nasıl engellediğini ölçüyor; dünya nüfusunun yüzde 80’ini barındıran 75 ülkeden gelen verileri içeriyor.

Bu yeni analiz, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliğin kapatılmasında onyıllarca süren ilerlemeye rağmen, kadınlar ve erkeklerin yüzde 90’a yakın kısmının kadınlara karşı şu veya bu şekilde ön yargılara sahip olduğunu gösteriyor; bu da, eşitliğin başarılmasında kadınların karşı karşıya olduğu görünmez engeller hakkında ipuçları veriyor ve Cam Tavanı kırmanın muhtemel yolunu gösteriyor.

Endekse göre, dünyada kadın ve erkeklerin yarısı, erkeklerin daha iyi siyasi liderler olduğu, yüzde 40’tan fazlası da, erkeklerin daha iyi iş yöneticisi olduğu, işlerin kıt olduğu durumlarda erkeklerin iş sahibi olma hakkının daha fazla olduğuna inanıyor. Yüzde 28 ise, erkeğin karısını dövmesine hak veriyor.

Yaklaşık 30 ülkede ise yanlılığın nasıl değiştiği hakkında bilgi mevcut. Bu bilgiler, ülkelerin bazılarında ilerlemeler olurken, diğerlerinde tutumların son yıllarda kötüye gittiğini, dolayısıyla ilerlemenin kendiliğinden oluşmayacağını göstermektedir.

“Son onyıllarda, kadınların temel yaşamsal gereksinimlere erkeklerle eşit düzeyde erişebilmesi için büyük mesafe katettik. 1990 yılından bu yana, ilköğretim düzeyinde okullaşmada eşitliğe ulaştık, anne ölüm oranlarını yüzde 45 oranında azalttık. Ancak diğer alanlarda, özellikle güç ilişkilerini sorgulayan ve gerçek eşitliğe ulaşmada en etkili olan alanlarda, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri hala çok bariz. Günümüzde, toplumsal cinsiyet eşitliği için verilen mücadele, koca bir yanlılık ve önyargı öyküsünden ibaret” diyor UNDP İnsani Gelişme Raporu Ofisi Başkanı Pedro Conceição.

“Güç Eşitsizliği”

Bu yeni analiz, eğitim ve sağlık gibi temel insani gelişme alanlarında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesinde kaydedilen gerçek ilerlemeye, siyasi ve ekonomik katılımın önündeki yasal engellerin kaldırılmasına rağmen, ekonomilerimizde, siyasi sistemlerimizde ve büyük şirketlerimizde kadınlar ile erkekler arasında büyük “güç eşitsizlikleri”nin niçin var olmaya devam ettiğini açıklıyor.

Örneğin, kadın ve erkeklerin oy kullanma oranlarının yaklaşık aynı olmasına rağmen, parlamento üyelerinin yalnız yüzde 24’ü ve 193 hükümet başkanının yalnız 10’u kadın. İşgücü piyasasında kadınlar erkeklerden daha az ücret alıyor; üst düzey yönetici pozisyonlarında daha az kadın var; S&P 500 şirkette genel müdürlerin yüzde 6’dan azı kadın. Kadınlar erkeklerden daha uzun süreyle çalışıyorlar, o da genellikle ücretsiz bakım işleri şeklinde oluyor.

“Sağlık veya eğitimdeki eşitsizlikleri sona erdirmede böylesine etkili olan çalışmaların, çok daha zorlu bir şeyi çözümleyecek biçime evrilmesi gerek: Hem kadınlar hem de erkekler arasında kökleşmiş, gerçek eşitliğe karşı önyargılar. Mevcut politikalarımız, çok iyi niyetli olsa da, bizi ancak bu kadar ilerletebiliyor” diyor UNDP Başkanı Achim Steiner.

Bu yıl, bugüne kadar kadının güçlenmesine yönelik en vizyoner gündem olan Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 25. yıl dönümünü (Pekin+25) kutluyoruz.

UNDP tüm hükümetlere ve kurumlara, eğitim, farkındalık artırma ve teşvikler yoluyla, bu ayrımcı inanç ve uygulamaları değiştirmek için yeni nesil politikaları uygulama çağrısı yapıyor. Örneğin, çocuk bakım sorumluluklarını eşit biçimde paylaşmayı teşvik için vergilerin kullanılması, silahlı kuvvetler ve bilgi teknolojileri gibi geleneksel olarak erkek egemen sektörlere kadınların ve kız çocuklarının girmelerinin teşvik edilmesi gibi.

“#MeToo, #NiUnaMenos, #TimesUp, #UnVioladorEnTuCamino. Bugün dünyanın her yerinde gözlediğimiz, genç feministlerin ivme kazandırdığı kadın hakları gösterileri, farklı bir dünya için yeni alternatiflere ihtiyaç olduğunu gösteriyor” diyor UNDP Toplumsal Cinsiyet Ekibi Direktörü (vek.) Raquel Lagunas. “Yirmibeş yıl önce Pekin Deklarasyonu ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda ortaya konulan vizyonu ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmek için gerek duyulan hızda ve ölçekte ilerlemek istiyorsak, yanlılık ve önyargı engellerini yıkmak üzere şimdi harekete geçmeliyiz.”

Endeks ve Rapor için: http://hdr.undp.org/en/GSNI